Universiteyi Anlattilar
ÜNİVERSİTEYİ ANLATTILAR


Pek çok gencin hayallerini süsleyen üniversite hayatını Başyaylalı arkadaşlarımızdan dinleyelim istedik.
Kendisi de üniversite öğrencisi olan Karaman Temsilcimiz Mehmet Kılınç, Başyaylalı olup da üniversite okuyanların görüşlerini aldı. Bilgisine başvurduğu onun üzerindeki kişilerden sadece üç hemşehrimizin görüşlerini sizlere aktarıyoruz.
Kendisi de üniversite öğrencisi olan Karaman Temsilcimiz Mehmet Kılınç, Başyaylalı olup da üniversite okuyanların görüşlerini aldı. Bilgisine başvurduğu onun üzerindeki kişilerden sadece üç hemşehrimizin görüşlerini sizlere aktarıyoruz.

İnsanın her zaman hedefleri vardır. Şu mesleği istiyorum, ben bunu yapmak istiyorum gibi. Bu meslek değildi belki düşüncem. “Bu yola farkında olarak mı yoksa farkında olmadan mı girdim?” sorusuna vereceğim cevap meçhul aslında. Belki çok farkında olmadan atıldım bu işe. İlk başlarda bu sınavların bu kadar etkili olduğunu daha iyi anlatan olsa, rehberlik daha iyi yapılsa daha iyi yerlerde olabilirdim diye düşündüm durdum hep. Birilerini suçlama gereği duydum. Ya da bu meslek gözümü korkuttu, yapamam korkusuna kapıldım, birden kaçmak istedim gerçeklerden. Günler geçti. Ben öğretmenliğe adımlarımı atar oldum.
Artık içimde bir şeyler farklı. İlk başlarda ürkek olan ben ne istediğimin farkındayım. Gelecek için ne planladığımı biliyorum: Ben minik bedenlerde ışıl ışıl parlayan, bilgiye aç beyinleri doyurmak için okuyorum.
Gelecekte olmak istediğim yer köy okulu veya merkez okul diye ayırt etmeden, minik gönüllerde açan bir çiçek olmak istiyorum, solmayan kurumayan, tazeliğini hep koruyan. Karanlığa ışık olmak, minik minik bedenlerdeki bana bakan ışıl ışıl gözlere gülümseyerek bakmak istiyorum. Ben geleceği yetiştirmek, öğretmen olmak istiyorum.
Hatice DİKİCİ
(Selçuk Üniversitesi, Sınıf Öğretmenliği, 2.Sınıf)

Mustafa SEMERCİ
(Gazi Üniversitesi, Türkçe Öğretmenliği, 1.Sınıf)

Ve üniversite öğrencisi olmak… Her okuyanın hayali. Tabi bizim de öyleydi. Üniversitede, hayatın boyunca bence en mutlu olduğun an; üniversiteyi kazandığını öğrendiğin andır. Bu mutluluk çevrendekilerin tebrikiyle ve ailenin sevinciyle ikiye katlanır. Bu mutluluk kelimeleri kifayetsiz bırakıyor. Yani anlatılmaz yaşanır. Buraya kadar her şey güzel. Üniversiteye kayıt alelacele yapılıyor. Ve üniversitede ilk gün… O hengâme, değişik insanlar, şiveler farklı, kalabalık, kargaşa, herkesin konuşmasıyla ortaya çıkan gürültü cümbüşü… Buna da anlatılmaz yaşanır diyebilirim. Okul başlangıcından iki ay sonra artık her şey yerli yerine oturmaya başlıyor ve çoktan arkadaş edinmiş oluyorsun. Her şey yerli yerine oturuyor ama telaş hep devam ediyor. Okula git gel… Ödevler… Notlar… Slâytlar… Sunumlar… Ve yardım edenin yok.
Üniversite parası olmayan ya da kıt kanaat geçinen için kendi başına ayaklarının üzerinde durma yeri. Parası olmayan için okumak kadar zor bir iş olduğunu sanmıyorum. Ama parası olan için hayatta geçirdiği ve geçirebileceği en güzel dönemdir diye düşünüyorum. Üniversiteye gelen sakın yatacağını, dört yıl gül gibi geçinip gideceğini sanmasın. Çok az bölüm için geçerli o kaide. Ah o vizeler ve finaller… Gece geç vakitlere kadar ders çalışmak, uykusuzluk ve baş ağrısı… Sınav stresi ve kalma derdi… İnsanın ömründen ömür götürüyor. Ama hepsinin ötesinde üniversite güzeldir. İnsanın sosyalleştiği, ayakta durmayı öğrendiği, kültürünü artırdığı, yeteneklerini geliştirdiği, hayatının dönüm noktası niteliğinde…
Ne kadar anlatsak ta yaşamayan bir yere kadar hayal eder. Dediğim gibi üniversite hayatı anlatılmaz yaşanır cinsten. Her okuyan gencin bu duyguyu tatması dileklerimle…
Yasin ÖZCAN
(Erzincan Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, 1.Sınıf)

Mehmet KILINÇ
(Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi, İktisat Fakültesi, 3.Sınıf)
anahtar kelimeler: başyayla eğitim haberleri, selçuk üniversitesi, gazi üniversitesi, karamanoğlu mehmet bey üniversitesi, erzinncan üniversitesi, yasin özcan, hatice dikici, mehmet kılınç, mustafa semerci, başyaylalı üniversitesi okuyanlar

