Abdullah Yilmaz7

[31 Aralık 2010 Cuma]
YILBAŞI KUTLAMASI
Yılbaşı, bir miladi tarihin bir üst rakama gelmesidir. 2010’un 2011 olması gibi. Görünürde değişen sadece budur. Bir de bir alt yaştaki bulunanların bir üst yaşa yükselmesidir. Bir yaş daha yaşlandığımızın göstergesidir. 1 Ocak’la 31 Aralık arasında yaşımız aynı kalıyor, nedense yıl değişince bir yaş daha yaşlanmış oluyoruz.
Takvim yapraklarında her gün tarih değişmektedir. Güneş her gün doğup batmaktadır. Nedense farkına varamıyoruz. Fakat yıl tarihi değişecek diye saatlerce çılgınca eğleniyoruz.
Mali yılbaşı vardır. Bir önceki bütün hesapların düzenlemesi, ödenmesi gerekenlerin ödemesi yapılır. Yani bir hesap içindedir. Pekiyi insan niye böyle bir hesabı yapamıyor? Geçen zamanı nasıl geçirdim? Ölçüsünü değerlendiremiyor da içkili, danslı ve kendinden geçercesine eğlence içerisine girebiliyor.
Bizim kültürümüzde bayramlar veya kutlanan özel günlerin mutlaka doğamıza, toplumumuza, vatanımıza, bayrağımıza, dinimize dayanan bir olay vardır ki onun için hep birlikte kutlarız. Örnek, Nevruz, Bahar Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı ve Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı… Buna göre yılbaşını kutlamamızı gerektiren ne dini ne milli ne kültürel ne de örf ve ananelerimize dayanan bir dayanak yoktur.
Müslümanım dersen Müslümanların yılbaşı Muharrem’in biridir. Hrıstiyanım dersen İsa’nın doğum günü 1 Ocak değil. Hz. İsa'nın doğum tarihinin yıl olarak M.Ö 4. ile 6. yıl önce olduğu, doğum günü olarak da Batı'da bulunan kiliseler, 25 Aralık gününü doğum tarihi olarak kabul edip kutlarlarken, Doğu kiliseleri ise bu tarihi 6 Ocak olarak kabul etmektedirler.
İslam ve Türk kültüründe yılbaşı kutlamaları programına rastlayamadım. Örf ve adetlerimizde de bulunan bir gün olarak rastlayamadım.
O zaman bize düşen hangi dinden isek ona göre davranmak hangi kültürden isek ona göre hareket etmek düşmektedir. İnsanları bu gibi günler icat ederek sömüren ve insanlığını unutturarak çılgınlaştıran, gençlerimizi içki alemi, kadın alemleri, kumar alemleri düzenleyerek zehirleyen ve onların sırtından para kazananlara hizmet etmekten başka bir fayda sağlamamaktadır.
Gelin biz bize layık olanı yapalım. Geçmişimizin muhasebesini yapalım. Ülkemize, insanlarımıza, dinimize, kendimize ne kadar faydalı olduk onun hesabını edelim. Bunları yapamadıysak hemen güya bu yeni yılda bunları yapmaya çalışalım.
Rızkımız helal, ömrümüz hayırlı ve âbid olsun.
Takvim yapraklarında her gün tarih değişmektedir. Güneş her gün doğup batmaktadır. Nedense farkına varamıyoruz. Fakat yıl tarihi değişecek diye saatlerce çılgınca eğleniyoruz.
Mali yılbaşı vardır. Bir önceki bütün hesapların düzenlemesi, ödenmesi gerekenlerin ödemesi yapılır. Yani bir hesap içindedir. Pekiyi insan niye böyle bir hesabı yapamıyor? Geçen zamanı nasıl geçirdim? Ölçüsünü değerlendiremiyor da içkili, danslı ve kendinden geçercesine eğlence içerisine girebiliyor.
Bizim kültürümüzde bayramlar veya kutlanan özel günlerin mutlaka doğamıza, toplumumuza, vatanımıza, bayrağımıza, dinimize dayanan bir olay vardır ki onun için hep birlikte kutlarız. Örnek, Nevruz, Bahar Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı ve Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı… Buna göre yılbaşını kutlamamızı gerektiren ne dini ne milli ne kültürel ne de örf ve ananelerimize dayanan bir dayanak yoktur.
Müslümanım dersen Müslümanların yılbaşı Muharrem’in biridir. Hrıstiyanım dersen İsa’nın doğum günü 1 Ocak değil. Hz. İsa'nın doğum tarihinin yıl olarak M.Ö 4. ile 6. yıl önce olduğu, doğum günü olarak da Batı'da bulunan kiliseler, 25 Aralık gününü doğum tarihi olarak kabul edip kutlarlarken, Doğu kiliseleri ise bu tarihi 6 Ocak olarak kabul etmektedirler.
İslam ve Türk kültüründe yılbaşı kutlamaları programına rastlayamadım. Örf ve adetlerimizde de bulunan bir gün olarak rastlayamadım.
O zaman bize düşen hangi dinden isek ona göre davranmak hangi kültürden isek ona göre hareket etmek düşmektedir. İnsanları bu gibi günler icat ederek sömüren ve insanlığını unutturarak çılgınlaştıran, gençlerimizi içki alemi, kadın alemleri, kumar alemleri düzenleyerek zehirleyen ve onların sırtından para kazananlara hizmet etmekten başka bir fayda sağlamamaktadır.
Gelin biz bize layık olanı yapalım. Geçmişimizin muhasebesini yapalım. Ülkemize, insanlarımıza, dinimize, kendimize ne kadar faydalı olduk onun hesabını edelim. Bunları yapamadıysak hemen güya bu yeni yılda bunları yapmaya çalışalım.
Rızkımız helal, ömrümüz hayırlı ve âbid olsun.
![]() |
