mehmet ali okudan9
[20 Mart 2011 Pazar]
BEN DÜŞLEDİKÇE UMUTLANIYORUM, BENİMKİSİ DÜŞ DEĞİL !
ÇANAKKALE
ÇANAKKALE
“Türkler insan sayılmazlar, fare gibi zehirlemelisiniz!”
Düşman askerlerinin komutanları bu emirleri vermişti.
İmanla Tekbirle o cepheden o cepheye koştu Mehmetlerimiz. “
Bir kahraman takım ve Yahya Çavuş’tular,
“Tam üç alayla burda, gönülden vuruştular...
“Düşman tümen sanırdı bu şahlanmış erleri,
“Allah’ı arzu ettiler, akşama kavuştular.”
Umutlu, kararlı, mert, yürekli ve fedakardılar; çok şükür kuşkusuz imanlıyız ama o insanlar kadar cesur muyuz, kararlı mıyız, çıkarsız mıyız ?
Bütün imkansızlıklar onlarda vardı. Ve şehit olmadan pes etmediler ! Onlar açtı susuzdu savaştılar. Şimdi memleket türküsü söyleyenlerin sesleri gelir uzaktan. Uzaktan davulun sesi hoş gelir ama bu ses tok sesi be kardeşim, bu ses varlığın sesi, sefanın bolluğun rahatlığın sesi ! Kısacası şimdilerde Çanakkale Zaferini kazanan o Mehmetler gibi miyiz ? Vatan uğruna şehit düşmüş bütün insanlarımızı hiç unutmamanız ve her gün 18 Mart’mış gibi hatırlamamız gerekmiyor mu ? Sanırım haklıyım, bu bizleri biraz adam edecektir. O zamanın delikanlısı fedakardı (vatanı için malı istendiğinde malını, canı istendiğinde canını) vermeyi biliyor, istemeyi, almayı bilmiyordu. Şimdilerde ? Nerden nereye… Amaçlar değişti… Ah güzel insanlık !
Acaba Avrupa’nın bir ülkesinde böyle bir şey olsa dünyanın gelişmiş ülkeleri bu duruma ne derece yakınlık gösterirdi ? İslamcı olmak mı sorun ? Tarihten bugüne hiç mi bir şey değişmez be kardeşim ! Bunlarla eskiden savaşırdık ne için, bunun adı da din savaşlarıydı içten içe…
Şimdi insanların boyunlarına tasma takarak, fikirle, fitneyle, hileyle, ve iki yüzlülükle kendi kendimizi vurduyorlar işte ! Türkiye’de bu tip de oynanan bir çok oyun var ! EVET, Kaddafi Kahriye gitsin git artık yeter bu kadar zülum dökülen kan !
Kaddafi: Eli kanlı bir diktatör. Halkına karşı şiddet uyguluyor. Sivil halkı katlediyor, bugüne kadar yaptığı tek kelimeyle vahşice. Defolup gitsin !
Afganistan’da Taliban da belaydı.
Irak’ta Saddam da öyleydi.
Bunlar oyun be kardeşim oyun ! Bilinç altında ne olabilir ki bu oyunlardan ne çıkar sağlayabilirler ki ? Yer altı kaynakları mı ? Sözün özü
İNŞALLAH Libya'da toprağa insan değil fidan girsin istiyorum ! Bahara filizlenen bir Libya !
Elbeltte yaşananlar felaket ya da afet … Japonya'da ki yaşanan afetleri nasıl anlamalı insanlar ?
Şiddetli bir deprem, her şeyi önüne katıp götüren tsunami, patlayan yanardağ ve nükleer santraldeki radyasyon sızıntısı. Dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip olan Japonya'da meydana gelen bu büyük felaket bununla ilgili modern bakış açısını kökten değiştirmemiz gerektiğini bize gösteriyor. Paranın, borsanın, laboratuvarların, son derece mahir bilgisayar sistemleri ve devasa bir teknolojinin vuku bulacak bir felaketin önüne geçmediğini görüyoruz. Depremler ülkesi Yerin şu kadar altında fay hattı kırıldı, bir plaka diğerinin altında kaldı, derken hem yeryüzü tabakasında sarsıntı meydana getirdi hem tsunamiye yol açtı. İlahi adelet ! Paranın, borsanın, laboratuvarların, bilgisayar sistemleri ve devasa bir teknolojinin bir felaketin önüne geçmediğini görüyoruz.
Bir ayet;
Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: "Rabbim!, Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı."
“Hür Adam” bu filmi izleyenleriniz var mı ? ben izledim ve oradan bazı mesajlar çıkardım:
Laiklik, kimi cahillere göre, ilericilik; din ise gericilik demek. Çok şaşkınlık verici ve utanç verici hatta çok rezil bir durumdur bu. Bunu da Bediüzzaman sözleriyle dile getireceğim. Demokrasinin temel esaslarına aykırı olmamak şartıyla laiklik, devletin her türlü, inanç, düşünce karşısında tarafsız kalmasıydı.
Bediüzzaman: “Lâik cumhuriyet, dini dünyadan ayırmaktır. Yoksa, dini reddetmek ve bütün bütün dinsizlik olmadığını biliyoruz. Laiklik dine karşı tarafsız kalmaktır... Eğer lâik cumhuriyeti soruyorsanız, ben biliyorum ki, lâik mânâsı bîtaraf (tarafsız) kalmak, yâni hürriyet-i vicdân düstûruyla dinsizlere ve sefahetçilere ilişilmediği gibi, dindarlara ve takvacılara da ilişilmez bir hükûmet telâkki ederim.”
“Hem, bu mübarek vatanda bu fıtraten dindar millete hükmedenler, elbette dindarlığa taraftar olması ve teşvik etmesi, vazife-i hakimiyet cihetiyle lâzımdır.” gibi ifadeleriyle, bu vatanda laikliğin nasıl anlaşılması gerektiğiyle ilgili yol göstermişti. İş de laiksek adalet budur.
Ülkem kalkınıyor kuşkusuz. Eğitim, sağlık, ulaşım ekonomi vs. her alanda çağ atlarken, Başyayla'm nedendir bilemedim ben ? SENİ SENDEN UZAKTA BİLİR GÖNÜLLER ! Zihinler de çok büyük derece de problem var… Biz 5 mahalle bir insan eli gibiyiz, kan aynı kan, et aynı et tırnak aynı tırnak ama iş akla gelince ? İşte orada fırsatçılar, gericiler dürüst yaşadıklarını (!) sanan insanlar…
Sözüm halka. Halka ama seçilen de halka? Sorun sadece bugün de değil, geçmişin izlerini silemedik ? Bugün bütün Başyaylalı insanlar suçlu ? Ben yenilikçi düzen istiyorum.! Gerici , itici ve çıkar siyaseti değil. Ben hizmet istiyorum, VAAT DEĞİL ! Ben istedikçe umutlanıyorum ! Benimkisi ümit değil !
Umutlanıyorum,benimkisi ümit değil !
Bir ilçe görünümü verilmesi ,Bütün yollar sokaklar taşlanmış ve açılması gerek bütün yollar açılması, yeni bir lise binası istiyorum (düz lise için) , Teknik bölümler ( yani teknik lise) , öğrenci yurtları, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi MYO…
Yazın lağIm kokuyor sokaklar: KANALİZASYON Kültürlerimize sahip çakılmasını istiyorum (bir örnek K.Yayla Mah. Çeşmesi gibi). Konut (toki), tarım ve hayvancılıkta gerekli yolların halka gösterilmesi, gölet ,festival, Serper’den Yörük Pazarına kadar çift yönlü yol, çocuk parkları, çiftçilerimiz ürünlerini satabileceği bir hal, güzel bir futbol sahası istiyorum (içinde dikenlerin,yerde tellerin olmadığı)…
Sıralayabileceğim daha bir çok şey var dedim ya ben umutluyum benimkisi ümit !
Hizmet edenden ALLAH RAZI OLSUN…
Selam saygı ve dualarımla…
Düşman askerlerinin komutanları bu emirleri vermişti.
İmanla Tekbirle o cepheden o cepheye koştu Mehmetlerimiz. “
Bir kahraman takım ve Yahya Çavuş’tular,
“Tam üç alayla burda, gönülden vuruştular...
“Düşman tümen sanırdı bu şahlanmış erleri,
“Allah’ı arzu ettiler, akşama kavuştular.”
Umutlu, kararlı, mert, yürekli ve fedakardılar; çok şükür kuşkusuz imanlıyız ama o insanlar kadar cesur muyuz, kararlı mıyız, çıkarsız mıyız ?
Bütün imkansızlıklar onlarda vardı. Ve şehit olmadan pes etmediler ! Onlar açtı susuzdu savaştılar. Şimdi memleket türküsü söyleyenlerin sesleri gelir uzaktan. Uzaktan davulun sesi hoş gelir ama bu ses tok sesi be kardeşim, bu ses varlığın sesi, sefanın bolluğun rahatlığın sesi ! Kısacası şimdilerde Çanakkale Zaferini kazanan o Mehmetler gibi miyiz ? Vatan uğruna şehit düşmüş bütün insanlarımızı hiç unutmamanız ve her gün 18 Mart’mış gibi hatırlamamız gerekmiyor mu ? Sanırım haklıyım, bu bizleri biraz adam edecektir. O zamanın delikanlısı fedakardı (vatanı için malı istendiğinde malını, canı istendiğinde canını) vermeyi biliyor, istemeyi, almayı bilmiyordu. Şimdilerde ? Nerden nereye… Amaçlar değişti… Ah güzel insanlık !
LİBYA’NIN BUZLARI ERİMELİ
Acaba Avrupa’nın bir ülkesinde böyle bir şey olsa dünyanın gelişmiş ülkeleri bu duruma ne derece yakınlık gösterirdi ? İslamcı olmak mı sorun ? Tarihten bugüne hiç mi bir şey değişmez be kardeşim ! Bunlarla eskiden savaşırdık ne için, bunun adı da din savaşlarıydı içten içe…
Şimdi insanların boyunlarına tasma takarak, fikirle, fitneyle, hileyle, ve iki yüzlülükle kendi kendimizi vurduyorlar işte ! Türkiye’de bu tip de oynanan bir çok oyun var ! EVET, Kaddafi Kahriye gitsin git artık yeter bu kadar zülum dökülen kan !
Kaddafi: Eli kanlı bir diktatör. Halkına karşı şiddet uyguluyor. Sivil halkı katlediyor, bugüne kadar yaptığı tek kelimeyle vahşice. Defolup gitsin !
Afganistan’da Taliban da belaydı.
Irak’ta Saddam da öyleydi.
Bunlar oyun be kardeşim oyun ! Bilinç altında ne olabilir ki bu oyunlardan ne çıkar sağlayabilirler ki ? Yer altı kaynakları mı ? Sözün özü
İNŞALLAH Libya'da toprağa insan değil fidan girsin istiyorum ! Bahara filizlenen bir Libya !
YAŞANAN FELAKETLER
Elbeltte yaşananlar felaket ya da afet … Japonya'da ki yaşanan afetleri nasıl anlamalı insanlar ?
Şiddetli bir deprem, her şeyi önüne katıp götüren tsunami, patlayan yanardağ ve nükleer santraldeki radyasyon sızıntısı. Dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip olan Japonya'da meydana gelen bu büyük felaket bununla ilgili modern bakış açısını kökten değiştirmemiz gerektiğini bize gösteriyor. Paranın, borsanın, laboratuvarların, son derece mahir bilgisayar sistemleri ve devasa bir teknolojinin vuku bulacak bir felaketin önüne geçmediğini görüyoruz. Depremler ülkesi Yerin şu kadar altında fay hattı kırıldı, bir plaka diğerinin altında kaldı, derken hem yeryüzü tabakasında sarsıntı meydana getirdi hem tsunamiye yol açtı. İlahi adelet ! Paranın, borsanın, laboratuvarların, bilgisayar sistemleri ve devasa bir teknolojinin bir felaketin önüne geçmediğini görüyoruz.
Bir ayet;
Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: "Rabbim!, Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı."
DEMOKRASİ VE LAİKLİK
“Hür Adam” bu filmi izleyenleriniz var mı ? ben izledim ve oradan bazı mesajlar çıkardım:
Laiklik, kimi cahillere göre, ilericilik; din ise gericilik demek. Çok şaşkınlık verici ve utanç verici hatta çok rezil bir durumdur bu. Bunu da Bediüzzaman sözleriyle dile getireceğim. Demokrasinin temel esaslarına aykırı olmamak şartıyla laiklik, devletin her türlü, inanç, düşünce karşısında tarafsız kalmasıydı.
Bediüzzaman: “Lâik cumhuriyet, dini dünyadan ayırmaktır. Yoksa, dini reddetmek ve bütün bütün dinsizlik olmadığını biliyoruz. Laiklik dine karşı tarafsız kalmaktır... Eğer lâik cumhuriyeti soruyorsanız, ben biliyorum ki, lâik mânâsı bîtaraf (tarafsız) kalmak, yâni hürriyet-i vicdân düstûruyla dinsizlere ve sefahetçilere ilişilmediği gibi, dindarlara ve takvacılara da ilişilmez bir hükûmet telâkki ederim.”
“Hem, bu mübarek vatanda bu fıtraten dindar millete hükmedenler, elbette dindarlığa taraftar olması ve teşvik etmesi, vazife-i hakimiyet cihetiyle lâzımdır.” gibi ifadeleriyle, bu vatanda laikliğin nasıl anlaşılması gerektiğiyle ilgili yol göstermişti. İş de laiksek adalet budur.
İLERLEYEN BİR TÜRKİYE… GARDI DÜŞMÜŞ BAŞYAYLAM !
Ülkem kalkınıyor kuşkusuz. Eğitim, sağlık, ulaşım ekonomi vs. her alanda çağ atlarken, Başyayla'm nedendir bilemedim ben ? SENİ SENDEN UZAKTA BİLİR GÖNÜLLER ! Zihinler de çok büyük derece de problem var… Biz 5 mahalle bir insan eli gibiyiz, kan aynı kan, et aynı et tırnak aynı tırnak ama iş akla gelince ? İşte orada fırsatçılar, gericiler dürüst yaşadıklarını (!) sanan insanlar…
Sözüm halka. Halka ama seçilen de halka? Sorun sadece bugün de değil, geçmişin izlerini silemedik ? Bugün bütün Başyaylalı insanlar suçlu ? Ben yenilikçi düzen istiyorum.! Gerici , itici ve çıkar siyaseti değil. Ben hizmet istiyorum, VAAT DEĞİL ! Ben istedikçe umutlanıyorum ! Benimkisi ümit değil !
Umutlanıyorum,benimkisi ümit değil !
Bir ilçe görünümü verilmesi ,Bütün yollar sokaklar taşlanmış ve açılması gerek bütün yollar açılması, yeni bir lise binası istiyorum (düz lise için) , Teknik bölümler ( yani teknik lise) , öğrenci yurtları, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi MYO…
Yazın lağIm kokuyor sokaklar: KANALİZASYON Kültürlerimize sahip çakılmasını istiyorum (bir örnek K.Yayla Mah. Çeşmesi gibi). Konut (toki), tarım ve hayvancılıkta gerekli yolların halka gösterilmesi, gölet ,festival, Serper’den Yörük Pazarına kadar çift yönlü yol, çocuk parkları, çiftçilerimiz ürünlerini satabileceği bir hal, güzel bir futbol sahası istiyorum (içinde dikenlerin,yerde tellerin olmadığı)…
Sıralayabileceğim daha bir çok şey var dedim ya ben umutluyum benimkisi ümit !
Hizmet edenden ALLAH RAZI OLSUN…
Selam saygı ve dualarımla…
 |
