//-->
Başyaylam
NOT: Bu site www.basyaylahaber.com'a taşındı.

basyaylam | Başyayla

Mert Aslan9


Mert ASLAN

[13 Mayıs 2011 Cuma]
GÜNAYDIN JÖRG HAİDER!
     Biliyorum ki, sen bir faşisttin ve ben faşistleri sevdiğimi hiç hatırlamıyorum; fakat itiraf etmeliyim ki, başına gelen belalarla Avrupa Birliği sınırları içinde dinci veya milliyetçi bir partinin iktidar olma şansının bulunmadığını bütün dünyaya gösterdiğin için sana teşekkür etmem gerekiyor.

     Bu yazıyı, benim ülkemde senden ve düşüncelerinden hiç mi hiç haz etmeyen, ilginç bir biçimde AB’den nefret eden sol kanadımızın yanı sıra, güneş doğuşu ile birlikte hararetle “vatan edebiyatı” yapmaya başlayan, gecenin kararlığı yerdeki her şeyin üzerini örttüğünde ise yabani içgüdülerini doyurma telaşına düşen bazı milliyetçilerimizin senden alacak büyük bir dersi olduğunu düşündüğüm için yazıyorum.

     Peki Jörg Haider kimdir?

     J. Haider 26 Ocak 1950’de Yukarı Avusturya denilen yerde doğmuş Avusturyalı bir siyâsetçidir. Önce FPÖ adlı partisinin çatısı altında, sonrasında kurduğu ikinci parti olan BZÖ’de siyaset yapmıştır. 14 yıl parti genel başkanı sıfatıyla görevini sürdürmüştür. Yürüttüğü liderlik tarzı, PFÖ’nün popülaritesini sürekli yükseltmiştir.

     FPÖ'den ayrıldıktan sonra partideki arkadaşları ve hükümetteki kadrosuyla BZÖ partisini kurdu.

     Jörg Haider 2005'ten 2006'ya kadar ve 2008'de BZÖ genel başkanıydı. 1999'dan beri Karintiya landeshauptmannı olarak görev yapmaktaydı. Karintiya bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişimine büyük katkısı oldu.

     Haider'in pederi naziydi. Jörg Haider değil, fakat sağcı popülisttir.

     Başta söylediğimiz gibi, 11 Ekim 2008 tarihinde, Klagenfurt şehri yakınlarında kendi kullandiği arabanın takla atması sonucu başından ve göğsünden yaralanarak öldü. Cenazesi Avusturya'nın çeşitli eyaletlerinde düzenlenen törenler ile kaldırıldı.

     Jörg Haider FPÖ Genel Başkanı olarak girdiği seçimlerden zaferle çıkmış, koalisyon da olsa hükümet kurma olanağına kavuşmuş, ancak AB içinde milliyetçi veya dinci bir partinin iktidar olabileceği fikrine hiç alışık olmayan tüm AB başkentleri öfkeyle ayağa fırlamıştı. Sonuçta hükümet olması bir şekilde engellenmiş oldu ve bu örneğin daha sonraki benzer girişim ya da girişimcilere sağlam bir emsal teşkil edeceği çok açıktır. Böylece herkes anlamış oldu ki, AB’de dinci veya milliyetçi uçların kuracağı partilerin iktidar olması olanaksızdır.

     Türkiye’de son sekiz yıl içinde Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolunda Cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar dev adımlar atmış olan bir devlet adamını ülkeye şeriatı getirmeye çalışmakla suçlayarak sadece “…ceğiz!” ile ve “korku çekiciliği” yaparak titrettikleri milyonlarca insanı etraflarında toplamayı başarmış olan sol kanadımızın fikir sefaletini ortaya koyan bu pratik için Haider’i önemsiyorum. Haider örneği, korku sömürüsü, yalan ve iftirayı hayat tarzı yapmış, rakı içmeyi ve frikik vermeyi “fikir” zanneden sözde sosyal demokratların ve Ankara’da İstanbul’da oturup köfte partilerinde, gece alemlerinde fink atan berduşları, zamparaları hedef kitlesine “vatansever” olarak tanıtan ve de onları buna inandıran, AB’li bir Türkiye’de ise bin sene geçse iktidar olamayacağını düşününce o iki büyük harfi (AB) duyunca başından adeta kaynar sular dökülen lafta milliyetçilerin kulaklarına küpe olsun…

     Sonuç: AB’de şeriatçı veya milliyetçi bir parti iktidar olamaz. Dolayısıyla, oraya ne şeriat gelir ne de ırkçı bir yönetim… Başka bir deyişle, AB’ye girmemizde yarar vardır ve bunun için en çok çaba harcayan, son sekiz yılda Cumhuriyet tarihi boyunca olandan daha fazla yol kat etmeyi başarmış olan kişi bugünkü Başbakan’dır. Muhakeme yeteneği taraftarlık ya da taassupla dumura uğramamış olana bu kadarı yeterlidir…




Bookmark and Share
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol