Mert Aslan8
[8 Mayıs 2011 Pazar]
DEVLET BEY'E YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR MU?!
Bir yerde bir akademisyen bazı öğrencileri ile konuşuyor. Konu Fethullah Gülen... Kendince ver ediyor sopayı! O sırada ağzının ayarı iyice bozulmuş olmalı ki, yokuş aşağı giderken freni patlayan bir kamyonu andırıyor ve sonradan yapılan itiraflara göre kendisini iyi tanımayan dinleyicilerin zihninde otomatik olarak katı bir sol görüşlü olduğu izlenimi uyandırıyor; ancak daha sonra ülkücü camiadan olduğu ortaya çıkıyor... Gönlü Anadolu topraklarının buram buram kokusuna, görkemli tarihine, kültürüne, inancına, diline gönülden bağlı olan, bu milletin iki cihanda aziz olması için çalışan ve başarıları karşısında istem dışı gözyaşları döken Fethullah Gülen'in gönüllüler hareketi ile kuşkusuz aynı duygu ve düşünceleri taşıyan Anadolu kokulu insanların teşkil ettiği Milliyetçi Hareket'in birbirlerine karşı düşmanca bir çatışma içine sürüklenmesi gayretinde bu denli mesafe alınmış olması çok hazin ve feci bir durumdur. Bir ömürlük zahmet ve çile içinde oluşturduğu, başta ve yoğunluklu olarak Türk dünyası olmak üzere bütün İslam dünyasının yanı sıra tüm dünyayı Derviş Yunus'un ve sevgili Mevlana'nın öğrettiği insan sevgisi ile birlikte Türk kültürünü, Türk ve Türkiye hayranlığını sunan eğitim kurumları ağı ile sarıp kucaklayan devasa teşkilatıyla en büyük vatansever olduğunu kanıtlamış bir adama sövüp hakaretler yağdırırken kendilerinin Türk-İslam alemini imar etme davası uğrunda ne yapmakta olduğunu merak etmekten kendimi alamadım; fakat yazık ki bunun somut bir cevabının olmadığını biliyordum. Eğitimli bir insanın bu kadar önyargılı olabilmesini, bir konuyu veya kişiyi araştırma gereksinimi duymadan yargılamaya gitmesini, o konuda soruları kendisinin sorup cevabını kendisinin veriyor olmasını anlamam mümkün olmadığı için, ona acı ile gülümsedim. O zavallının yerinde olsaydım, Sayın Gülen hakkında görüş açıklamaya kalkışmadan önce en azından bir kitabını okumak ya da bir konferansını dinlemek isterdim. Şu ana dek bunu sorma gereksinimi duyduğum hiç kimseden olumlu bir yanıt alabilmiş değilim. Bu ne acıklı bir şeydir!
Şimdi bu tablonun ressamına gelelim: O şahıs, Devlet Bahçeli'dir. Kişisel olarak bugüne kadar seçim sandığının başında en azından üç dört milyonluk bir seçmen kitlesini bir partiye mobilize edebilecek olan bir kitle önderi ile doğrudan doğruya çatışmaya girmeyi göze alabilmiş bir politikacı gördüğümü hatırlamıyorum. Her demokratik araç gibi, politika da uzlaşmacıdır. Bugüne dek Sayın Kılıçdaroğlu'nun Sayın Gülen'e yönelik bir eleştiri veya saldırısına tanık olan var mı? Bir siyasetçiye lazım olan şey oydur; oysa kendisi bu tavrıyla herkesin gözü önünde siyasi intihara teşebbüs ediyor.
Yaptığı iş sadece bu milletin, özellikle Anadolu kokulu insanların bütünlüğüne bir fitne salma girişimi değil, aynı zamanda siyasi bir harakiridir. Buraya yazıyorum: Bu işin sonu, çok geçmeden kendini don atlet siyaset meydanının dışında bulmaktır...
 |
