//-->
Başyaylam
NOT: Bu site www.basyaylahaber.com'a taşındı.

basyaylam | Başyayla

Mert Aslan25


Mert ASLAN

[25 Ağustos 2011 Perşembe]
BAŞBAKANA İKİ SEÇENEK
     Aklı ve dünya görüşü her konuda birkaç slogana indirgenmiş, olabildiğince dar kafalı, bağnaz ve önyargılı olduğu kendini hala “demokrat” ve “ilerici” sanan bazı gerici unsurların yıllar boyu aptalca bir yanılsama içinde “vatansever” zannettikleri illegal yapıları tasfiye edip “kalemiz” diye nitelendirdikleri kimi kurumları ideal demokrasilerde kabul edilebilir ve hukuka hesap verir hale getirdikçe güçlenen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, 2002’den bugüne önündeki bu dikenli ve tuzaklı yol boyunca inanç ve tevekkülle yürüyerek son etaba ulaşmış bulunuyor. Bu son etap, ülkenin başına yaklaşık otuz yıldır bela olan terördür. Terörü bitirmek için, buraya kadar olan sınavları başarı ile geçmesi şarttı. Asker ve sivil bürokrasi içindeki anti demokratik yapılanma ve eğilimleri ortadan kaldırması, bu işi bitirmeyi sahiden isteyen kadroları ataması, başına buyruk hareket eden istihbarat birimlerini tek çatı altında toplaması, bir anlamda kontrol ve insiyatifi ele geçirmesi gerekiyordu. Şimdi bu gerçekleşmiş görünüyor…

     Bundan böyle hükümet demokratikleşme ve hukukun üstünlüğünden ödün vermeksizin terörle mücadelede daha etkili ve hızlı sonuç getirici nitelikte bir çatışmaya girecektir. Çünkü ülkeye demokratik bir güvenlik ortamı ve huzur getirme konusunda samimi olmanın yanı sıra, terörü bitiremediği takdirde onun kendini bitireceğinin de bilincindedir. Dikkat edilirse, terör örgütü polis ve askerimizi vurdukça sosyal medya kanallarında yuvalanmış benzer gruplar da ölümleri hemen hükümete fatura edip başbakana “aşk ile” vurmaya devam ediyorlar. Yıllara göre uydurma şehit sayısı listeleri verirken, her nedense 1992 ve 1993 yıllarına hiç yer vermiyorlar. Bu grupların içeride ve dışarıda terör örgütünü maşa olarak kullanan unsurlarla bilerek ya da bilmeyerek işbirliği yaptığından hiç kimse kuşku duymamalıdır. Hedef hem ülkeyi güçten düşürüp bütün dikkat ve enerjisini yurtiçine yönlendirmek suretiyle küresel bir aktör olma söylem ve çabasından alıkoymak, hem de terör nedeniyle otuz yıldır ölenlerin hepsinin vebalini üzerine yıkmaya çalıştıkları Başbakan’ın işini bitirmektir.

     Özellikle son MGK toplantısından çıkan sonuçlarla birlikte ülke vitrinine veriel yeni düzeni gördükten sonra, Ergenekon’un devlet ve toplum içinde yerleşik ve yaşayan tüm birimleri hükümetin ipini çekme konusunda arta kalan umutlarını kullanmaya hep muktedir oldukları malum terörün azdırılmasına bağlamıştır. Terör örgütünün var gücüyle saldırmaya başlamasının zamanlamasına dikkat edin lütfen… Bu onların son kozudur.

    Türkiye terörle mücadelesinde hep yalnız kalmıştır. O yüzden, bir “dış politika enstrümanı” olarak Avrupa, Amerika, hatta İran ve Suriye gibi komşuları tarafından kucak açılıp kullanılan ve artık uluslar arası bir holdinge dönüşmüş bulunan bir örgüte karşı çok yönlü bir kavgaya girerken, işinin çok da kolay olmayacağını bilmektedir; ancak bu kez başarısız olmak gibi bir lüksü yoktur.

    Başbakan bu işi de başarıyla hallettiği gün, sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda Türk ve İslam dünyasında politika yapma biçimi ve kamu yönetiminde kendi başarı ilkelerini koyan bir efsaneye dönüşecektir.




Bookmark and Share
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol