Mert Aslan13
[27 Mayıs 2011 Cuma]
KIVANÇ TATLITUĞ DÖRDÜNCÜ EŞ İLANI VERSE...
Bir bayan aile terapisti, “Erkekler için çok eşlilik yasal olmalıdır.” demiş. Kadınlar ve kendilerini erkeklerden üstün zannettiği halde, gündüz vakitlerinde sadece işlek caddelerde gezebilmeyi, hava kararınca ise dışarıya çıkmaktan korkup erkeklerin himayesine sığınmayı bir çelişki olarak görmeyen bazı feministler delirmişler! Ateş saçan gözlerle etrafı dağıtarak, kıpkırmızı rujlarının üzerinden tükürükler saçarak saldırıya geçmişler, ellerinden gelse gök kubbeyi kadıncağızın başına yıkacaklar!
Bir ara, çok eşli olduğu gerekçesiyle İzzet Yıldızhan’a saldırdılar. Sonra linç girişiminde sıraya Erman Toroğlu girdi. Bunları izliyoruz…
Erkeklerin çokeşliliği fikrini duyunca tepesi atan, ağzına gelen hakareti yapmaya başlayan bayanlara ve dahi kadın-güdümlü erkeklere iki çift sözüm, bir de sorum olacak:
Yanlış anlaşılmamak için baştan belirtmek isterim ki, kişisel olarak asla çok eşlilikten yana değilim. Bunu erkek için, “verdiğinden fazlasını koparan” meşakkatli bir iş olarak görürüm; ancak hiç şüphesiz genetik şifreleri o şekilde düzenlenmiş olduğu için erkekler için çokeşlilik eğilimi bir doğadır, bilinçli bir yaratılış programıdır, suç değildir. Erkek gözlerinin etrafta en çok aradığı ve görmekten trans halinde keyif aldığı, hayal gücünün en çok uğradığı, en iyi hayal edebildiği, ellerinin en çok dokunmak istediği, biraz daha yakın olabilmek veya kendine çekebilmek için en fazla uğraş verdiği şeyin, güzel bir kadın imgesi olduğunda hiçbir kuşku yoktur. Bayanların mustarip olduğu bu duruma, bir yönüyle de şükretmesi gerekir. Öyle olmasaydı eğer, açık olalım, hiçbir erkek bir kadınla birlikte olmaya hevesli ve meraklı olmayacağı için, bugün ortada ne de kadın erkek ilişkisi olurdu, ne de aile diye bir kavram ve düzen... Her Tanrısal tasarım gibi, mükemmel bir düzendir bu…
Olayın diğer bir yönü, bireysel özgürlük ve karar verme yetisi ile ilgilidir. Günümüz toplumunda hiçbir erkek bir bayanı zorla alıkoyamaz. Bu hukuk önünde büyük bir suçtur ve yaptırımı ağırdır. Bir yerde çok eşli bir adam varsa, bunu ona değil, onunla birlikteliği kabul eden kadınlara sormak gerekir. Şayet “zorla alıkoyma” gibi bir durum söz konusu değilse (ki bu örneklerin yüzde 99’unda söz konusu değildir), hür irade ile karar verilmiş o gönüllü ilişkiye kızanların eleştiri hakları ortadan kalkmış olmaz mı? Sorsunlar bakalım, örneğin İzzet Bey kendisine ikinci veya üçüncü eş olmuş olan kadınları silah zoruyla mı tutuyor?
Denir ki, pek çok kadın konum olarak zayıf olan erkeklere karşı aşılmaz bir gurur havası taşırken, güçlü erkeklere kendilerini ucuz bir eşya gibi sunarlar.
Şimdi bunları ayıplayan kadınlara sormak istediğim soruyu soruyorum: Örneğin Tarkan veya Kıvanç Tatlıtuğ bir gazeteye ikinci değil de dördüncü eş için bir ilan vermiş olsa, koca ülkemin çıtır kızlarının en az yarısı maraton hızıyla koşa koşa gider mi gitmez mi?
 |
