Mert Aslan12
[25 Mayıs 2011 Çarşamba]
POLİTİK MÜNAFIKLIĞIN BEŞ ALTIN KURALI
Her zaman dediğim gibi, Türk siyasetine ve siyasetçisine politik münafıklığın ana ilkelerini öğretmiş olan 87’lik zat-ı ihtiyarın kişisel öyküsünden devşirilmiş olan o ilkeler aşağıdaki gibidir. İktidara gelmek harika bir duygudur ve iktidar yolunda her şey mübahtır. Bu cümleden olmak üzere;
1. Hiçbir lafın altında kalmamayı başaracak ve halkı kandıracak sağlam bir laf ebeliğine ve jargona sahip olunmalıdır.
2. Yalan söylemek, iftira atmak, hakaret ve küfür etmek gereklidir.
3. Tutmayacağı sözleri vermek ve verdiği sözleri tutmamak caizdir. Çünkü insanlar duymak istediklerini duymaktan hoşlanır ve güzel sözün yalan olması onun güzelliğinden bir şey eksiltmez. Bu bağlamda, iktidara yürürken gökteki yıldızlara kadar her şey vaat edilerek hepsinin altı tek tek çizdirilmeli, iktidara gelince de üstü çizdirilmelidir. Nasıl olsa, işin ucunda yağlı ilmek yoktur.
4. Asla savunma yapılmamalı, sürekli saldırı halinde olunmalıdır. Örneğin usulsüz yollardan akrabaları işe aldırırken suçüstü yakalanıldığı vakit, hemen meydana atlayıp “Ey ahali, bunlar akrabalarını kayırıyorlar! Akraba kayırma siyaseti yapıyorlar!” diye bas bas bağırarak rezalet çıkarılmalıdır.
5. İktidara gelindiğinde bir dönem sonraki değil, ama en azından daha sonraki seçimler için bir yatırım olarak devletin hazinesinde ne varsa, eşe, dosta, akrabaya ve oyu tekrar alınabilecek olan kesimlere bol keseden dağıtılmalı, devletin kasası tam takır kuru bakır bırakılmalıdır. Bundan dolayı gelebilecek olan muhtemel suçlamaların cevabı hazırdır:
Sayın K.K.’nın geldiği ilk günlerde, yakın çevreme “Bu adam bütün taktikleri Türkiye’de politik münafıklığın kurucusu olan ihtiyardan alıyor.” demiş ve yukarıda andığım kirli ana ilkeleri saymıştım.
O zaman söylemiş olduğum şey, bugün ayan beyan ortaya çıkmış durumdadır. Üstelik bakın, hızını alamayıp K.K.’ya açıktan destek vermeye başladı… Herkes görüyor, hiçbiri inkar etmiyor; ama itiraf edeyim ki, bu kez zamanın beni haklı çıkarmış olmasından hiç mutluluk duymadım… Çünkü biliyorum ki, o ihtiyarı ölüm bile durduramayacak. Ölmüş olsa bile, iç siyasetin kalbinde kazdığı bu lağım çukurları bugünden eğittiği yeni siyasi cambazların bedeninde aynen şekil K’da görüldüğü üzere çok işe yarayan teamüller suretinde varlığını korumaya devam edecek…
 |
