Firdevs Asar6
[24 Haziran 2011 Cuma]
YENİ BİR DÜNYA
Devasa bir kültür mozaiğiyle selamladık "yeni bir dünya" nın sevgi ve umut dolu bakışlarını. Titreyen yüreklerin coşkun atışlarıyla… Ulustan ulusa dem vuruşlarıyla... Ve dünyanın renk renk çiçeklerinden bir demetle sunduk güzel Türkçemizi ötelere. Tanzanya, İngiltere, Mali, Venezuella hep bir yürek oldu; aynı dilde aynı mesajı okudu dudaklar.
Onlar bizi okudular.
Yıllar önce, Osmanlının verdiği o "emin" selamın yansımasıyla; bizi "derin" okudular... Şarkımızla, türkümüzle, kültürümüzle, geleneğimizle selamladılar bizi; şaşırttılar, ağlattılar! Bize bizi hatırlattılar; başka özentilerin koynunda uyanırken sabaha. Ve yaban rüzgarları okşarken ruhumuzu; trend notalarla...
SAHNEDE BİR DÜNYA VARDI; DÜNYANIN SAHNESİNDE İSE TÜRKİYE!!!
"Antep'in Kalesine" türküsünü, depderin bir coşkuyla dinletti bize Türkmenistanlı Devran; dokusu Antep, kokusu Antep...
"Saçlarına yıldız düşmüş" derken Endonezyalı Amalia, hangimizin gözleri buğulanmadı ki?
Ya da Romanyalı Roberto Pavel'den "Pala Remzi" türküsünü dinlemek?
Türlü duygular içinde bu büyük buluşmanın heyecanını hissettik, hissettirdik...
Hepimizin ortak bir dili vardı aslında: SEVGİ-UMUT-KARDEŞLİK üçgeninde sarıp sarmaladık yeryüzünü!
Ama bu muhteşem tabloya gölge düşüren bağnaz düşünce ve tavırlar, her ne kadar rahatsız etse de; gururunu yaşayanların coşkusu dünyayı sallarken hissedilmediler bile...
Birleştiren değerler bize yeter! Aynı potada eritilen, kaynayıp bütünleştiren duygular, bizi "biz" bırakmaya yeter!
Ve yıldan yıla arttığına şahit olduğumuz bu müthiş rekabetin perde arkasında, daha alın teri kurumamış emektar öğretmenler...
Mesleklerinin hakkını sonuna kadar verdiler.
Kutluyorum bize bu güzellikleri yaşatan yürekleri!
Engin bir had ile şükranlarımı sunuyorum, kimliğimizi tazeleyen yüce emekler!
Ülkemi yeryüzünün her bir köşesine nakış nakış işleyen bütün organizasyonların da içtenlikle destekçisiyim sonuna kadar.
Ve bu değerli çabaların altında başka çirkin sebepler arayanlara da bir tavsiyem var:
Değerlerimizin muhafaza edilmesini ve başka başka milletlere tattırılma gayesini içine sindirememek; acınası bir şuur bulanıklığından başka birşey değildir. Kendinizi bu konumda hissediyor ve böyle bir mizaçta kalmaya inat ediyorsanız; kimliğinin bilincinde olan herkes tarafından yadırganmaya ve yadsınmaya kendinizi hazırlayın!
Zira onlar; üç beş savurgan düşünceden ibaret değil!
Selametle...
 |
