//-->
Başyaylam
NOT: Bu site www.basyaylahaber.com'a taşındı.

basyaylam | Başyayla

Eyyup Yetimoglu1


Eyyü Kutluaşk YETİMOĞLU

[17 Haziran 2011 Cuma]
SICAK İKLİMDE SOĞUK SAVAŞ

     Gün sabahtı daha, hiç duymadığım bir bomba sesi içimden patlıyordu, sabahın verdiği sersemlikle televizyonu açmıştım. Daha saat altı civarıydı; Suriye bombaların içinde kalmış bir sessiz ülkeyd. Hemen aklıma gelmişti değerli dostum Hariri, Ebu Ahmet ve diğerleri. Tek tek aklımda kazınan cisimleri siliniverdi, hayatın en anlamsız sabahıydı o gün. Ve üzerinden 10 gün geçti ve ben hala sersem gibi uzaklara dalıyorum...

     Mevsim bahardı. Adına bahar devrimi koymuşlardı, ama nasıl bir devrim ki bu baharda yetişen kardelenleri ayaklar altına alıp doğan güneşe kin kusar gibi için için düşmanlık, kin ve nefret nedendi… Mahalle arasında tutuşulan çocukca kavga gibi bir anda alevlendi, unutulmaz tarih sahnelerinde yer alacak bir kamplaşma başladı. Tabi ki hemen Amerika ve Avrupa Birliği basın açıklamaları ile “dur” diyordu. Acaba soruyorum “dur” derken kimi durdurmak istiyorsun? Dün Hama'da ölenleri ayaklar altına alıp bugün onun torunlarını ayaklar altına alacak senin dostuna mı dur diyorsun? Ah be! Ne biçim hayat tarzı ah! Şimdi düşünüyorum da nasıl bir yaşam tarzı bu Allah'ım? Senin verdiğin canı gafilce alan bu garip görünüşlü insanları...

     Düşünüyorum; yine Suriye’nin o sıcak iklimini uçuşan yapraklar arasında kalmış bedenleri, kardeşlerimin bir avuç dualarını bizden eksik etmeyen Diyar-ı Şam'ın, Halep'in, Deraa'nın ve hatırlayamadığım tüm şehirdeki dostlarımın alnında dökülen karanlık güçlerin korkularının bir gün biteceğini haykırmak istiyorum. Ey katiller! Ne kadar paralı asker getirseniz de sakın sanmayın biz yenileceğiz ya da yenildik. Biz asla yenilmedik, bilakis kazandık. Kaybeden sizlersiniz ve kirli oyunlarınızdır. Biz Yavuz Sultan Selim'in payitahtına katıp günlerce sevdalandığı Diyar-ı Şam'ın sevdalılarıyız.

     Biz Muhiddin İbn-i Arabi’nin mescidinde sessizce ağlarken, sizin kaybedeceğiniz günün hayali ile yaşardık. Biz Halid bin Velid'in kılıcının keskin tarafı ile üzerinize geçirilen putları kıracağımız günün özlemi ile yanıyorduk. Biz Mescid-i Emevi'de otururken sessizce göklere dalardık. Sanardınız ki mazlumlar yeniliyor, asla yenilmedik. Çünkü biz Emevi’nin beyaz minaresine gelecek Mesih'i bekler dururduk. Çünkü siz deccallerin sonunu görebilmenin arzusu ile yanıp tutuşurduk. Biz Suriye’nin her toprağında ilham kaynaklarımızı alıp yaşardık. Kimler kimler, bir duyun ve ürpersin kalpleriniz. Hz. Meryem'i koruyan güzel toprağı, Hz.Muhammed'i bekleyen Bahira'yı, içinde yaşatan çöl kumlarını, Bilal'i bekleyen güneş gibi parlak şehrin sessiz duvarlarını, sırtımızda hissettiğimiz tüm hayatın yoğun ağırlığını da hamal gibi sırtımızda taşıyarak her şeye rağmen kardeşlerimize haykırıyoruz:
''SİZİNLEYİZ'!'

     Sanmayın bu bir savaş, asla değil bu bir tuzak, Müslümanları sindirip kendi içlerinde kirli imparatorluklarında huzurla yaşamak. Ama yanılıyorlar. Allah istemedikçe siz yaşayamayacaksınız. O var olduğu sürece Müslümanlar galip gelecek, ve temennimiz en kısa sürede bu savaş bitecek ve Suriye Diyar-ı İslamın en güzel beldesi olarak yüreğimizde yaşamaya devam edecek. Cisr-ı el Şuruk ve diğer beldelerde ölen kardeşlerimi rahmetle anıyor kalanlara sağlık ve metanetler diliyorum. Dualarımız sizinle...

    Eyvallah...




Bookmark and Share
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol