//-->
Başyaylam
NOT: Bu site www.basyaylahaber.com'a taşındı.

basyaylam | Başyayla

Eda Bildek2


Eda BİLDEK

[10 Nisan 2011 Pazar]
AŞKIN İLE ZAKİR KIL BİZİ!
Dinle ey zakir!
Adımların çöle değince değişir kalbin kimyası…
Lisanın ötelere uzanır,
Boşalır gözlerinden özlem dolu sevda.
Sabahı bulur varlığın çölün kutlu anıyla
Dinle ey zakir!
Kalbin verd ile meşgul olunca,
Dünyanın yüzüyle yanan kalbini
Serinletir verd!
Dilinde Muhammed hâsıl olunca,
Bir çöl anından doğma,
Yeşeriverir kurumuş dudaklarında bir dua!
Bin bir fettah. Bin bir vedud. Bin bir nur,
Muhammed Mustafa adıyla!


     Bir türlü kalbi terk etmemiş bir aşk yazısı bin bir kere tekrar edilince nasıl olurda hala yetersiz kalır anlaşılmaya? Yok, mümkün değil harflerle anlaşılır kılınması, aşk Muhammed’e duyulunca! Söz onu anlatmaya her yeltenişinde, onu tarif edememenin ezikliği ile kaldı yürekte… Yine de yürek kavrulurken aşkıyla, yokluğundan kıvranırken yeryüzü, yıldızlar onu işaret ederken, mümkün değil sözlerin onun için dile gelmemesi!

     İki medeniyet arasında yitmenin öyküsü kadar görkemli, iki damar arasında yol kadar uzun değil bu metin! Her sevdalının yüzünden okunabilecek kadar sade. Bir büyük sesleniş! Sadece bu. Gün gelir Muhammedi bize hasret bırakan ölüm, İsraillin suru ile ezeli aşkı bize sununca gözlere sevgili değer! O vakit her şey tersine döner… Özlem yükünü yüklenen, taşıdığının, yükleyebileceğinden fazlası olmadığını idrak eder! Kalp dünyaya sürgünlüğün, özlem ateşinin, nefsi sınanmanın karşısındaki ödülün şahitliğiyle kaybeder kendini…

     Oysa biz Muhammed’i idrak edememenin cehaletinden kaybediyoruz çoğu zaman! Rıza gösteremememizden, aşka teslim olmamamızdan kirleniyoruz an be an! Kılavuz o iken biz rehberi izlemekten alıkoyuyoruz varlığımızı. İşte bu yüzden kalp ile görmeyi unuttuk, unuttuk vefa ile sevmeyi, aşk derken Muhammed’i dillendirmeyi! Kalp vefakâr olsaydı hiç unutur muydu, sevgiliyi?

     Yine de ey sevgili! Ey tek bir adı ile günahkâr kullara kurtuluş kapılarını aralayan,
Ey gözlerinden mehtaba renk, gülüşünden ışık saçan! Kalp, ömrünün üzerinden geçen ömürlerin her defasında varlığına değerek seni çoğaltınca dudaklar adına değiyor, kalp varlığına tutunuyor ne olur unutkan olan ama her defasında seni bulan bu aciz ümmetinin aşkına dokun!

     Sussa olmadı kalp susmasa olmadı… Her uyanış da Muhammed, hani onun adı ile iştiyaklı gözyaşı! Ve nerde Muhammed denilince kalbi duracakmışçasına şiddetle atan âşık? Kalp Muhammed ile atmayı öğrenince dünyaya aldanmayı bıraktı.

     İlkin üzerinden soyundu aldanış giysisini, yerine beyaz bir hırka giyindi…
Değdi ayakları çölün Muhammed’den yanan kalbine, hisseti sonsuzluğu ve bildi sonsuzluğun anahtarının aşk olduğunu! Unuttu menfaat aynalarına kaydettiği görüntüleri, utandı O’nsuz geçen günlerin biriktirdiği sefillikten! Ama yeni giysiler giymiş iken ve dil tövbe-i Nasuh ile başlamışken adımlamaya hayatı, umut etti kendinden! Hayır, umudu kendinden değildi, kalbinde adını zikrettiği sevgilidendi!

     Yine de dinle zakir!
Yazgını adının manasından alan! Neydi zakir? Zikredici! Sen, onu anmak için var edildin! Bu sensin zakir, ama onu anmadığında muzdaripsin. Sende kalbinsin. Ama sen kimsin? Sen yeryüzünde var edilen tüm Muhammed âşıklarından birisin!

     Gece biter… Gün ağarır! Zakirler değişir!
Ama bitmez, susmaz zakirin dudaklarında zikredilen aşk! Yaşar, ebede kadar kaydedilir mevlanın katında ve rahmet rahmet serinletir zakiri, günahlarından! Öyleyse ne güzel şey Muhammed diye zikre katılmak! Bil zakir! Zihninde olmayanın, dilinde karşılığı yok! Dilinde olmayanın kalbinde ateşi yok… Öyleyse dokun yüreğindeki Muhammed aşkına ve dökül onun adıyla ötelere! Dökül ki çoğalsın kalplerde Muhammed, arınsın varlıklarımız, nefsimiz soyunsun, dünyadan ve adımız zakir olmanın yazgısına yaraşsın!

     Aşk adına, Allah adına!
Zeytin ve incir adına! “Sen olmasaydın dünyayı yaratmazdım.” denilen kutlu anın adına!
Toprağa düşen tohum adına, yeni doğan cennet kokulu bebek adına, Kur’an adına! Yaralı turnaya dokunan Rahman adının tecellisiyle titre zakir! Titre onun varlığıyla ve aç ellerini cenneti ala da Ahmed yeryüzünde Muhammed diye anılan sevgilinin hatırıyla! O’nu an ki O da seni ansın! O ki arayan için kalp de, kalp ki ebedi olan!

Hisset zakir ve zikret!
Muhammed: bir aynada iki görüntü; hem suret hem gerçek
Bir beden de iki yürek; bir edalı, bir gökçek…
Muhammed: kalp de renk; beyaz ve berrak…
Bir turnada iki kanat; merhamet ve şefkat…
Dudaklarda dua; sonsuz ve kurtarıcı…
Kalpler de selam, zakir için aşkın adı!
Es-Selam ey sevgili!
Aşkın ile zakir kıl bizi!





Bookmark and Share
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol