Eda Bildek18

[2 Ağustos 2011 Salı]
KALBİM CAMDAN KIRILIVERSİN
Kime yazıyorsun bu mektubu? Elinde hiçbir adres yok. Belki de anlamayacak yazdığın? Yakacak ve külünü
Neva ırmağına atacak! Sen düşüncelerin bulutlaştığını bilir misin?
Bulutlaşır, cıvıklaşır, katranlaşır…
Söz; iki sonsuz arasında bir çırpınış! Hayat gibi sıcak ve dost!
Kutupların sessizliğinden bana ne?
Beni feryatlar anlayabilir; çığlıklar, çılgınlıklar…
Bir çift göze esir olmuşlar, duyumsayabilir söylediklerimi!
Bir çift gözde kâinatı, kâinatta Rahmanı
Görebilenler anlayabilir; sözlerimin ardında yatan dünyamı!
Kimim? Ben olmadık kimlikler içerisinde eriyorum…
Kimim ben? Ben olduğum gibi değilim, olmak istediğimse hiç olamadım.
Ne kadar çabalasam da serap! Hayat, din, aşk ve şiir… Gözlerinse hepsi! Varmak istediğimse gözlerin!
Kelime kendimi seyrettiğim dere. Kelime, sonsuz! Kelime, âdem. Kelime aşkından bana kalan.
Cam güzel, çünkü kirli bir mazisi yok. Cam güzel, çünkü kalbi var, kırılıverir!
Kalbim senin ve camdan.
Kelimeler senin adına o camın içerisinde ışıldayan yıldızlar!
Söyle raks etsinler, dinle feryat etsinler; ya da git birer sönsünler…
Öyle seveceksin ki… Kelimeler sana yetecek! Yıldızlar geceye yetmiş mi ki?
Kelimeler, benim sudaki gölgem! Okşayamam onları, öpemem… Bir davet olarak güzel.
Kelime ve dualarda muhterem…
Dudağındaysa benden özlem alevi:
Gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven…
Kelimeler kuşlara benzer, sana gönderdiğim kuşlar gibi… Titrek… Küçük… Sevgine muhtaç.
Bir vakit gelir ve gözlerinde dolanır… Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez!
Bıraktığını anlarlar…
Kelimeler bırakılmış yanların acı çığlıkları, düştüğü yeri yakar, eritir cıva misali...
Çiçeğe benzer kelimeler: turuncu, erguvan, beyaz... Senin yetiştirdiklerin gibi!
Nazlı, dokunuşlarına muhtaç! Bir rüzgâr sürükler hepsini… Bulutlara güven olmaz.
Kelime aşk; bilgi değil! Aşk öğretilir mi? Her yüreğin harcı mıdır, bir çift göze esir olmak?
Harcı mıdır, bir çift gözün önünde diz çökmek? Diyebilmek muhtacım, demek sensiz acizim diye!
Oysa seven diktir! Öyleyse neden bu aciziyet iniltileri?
- Seven yalnızca sevdiğine eğik; seven sevdiğine muhtaçtır!
Önce kelimeyi fethedeceksiniz, sonra harfleri… Hepsi gözlerinin uğruna! Ben günahkârım; ama kalbim camdan. Hiç bir kir yok orda, orda yalnızca sen! Bir fanusun içinde her gün güzelliklerle büyüyensin…
Rüyalarımın hepsi çiğnenmiş. Rüyalarımın hepsi senden! Korkuyorum gerçeklerimden, gerçeklerimde vurgunum sana.
Bil ki sen; rüyaların, hayallerin başka türlüsü! Sen hep yenildiğim yanım. Hep vurgunluklar yaşadığım dünyam.
Seni sevmek başka bir boyut, başka bir iklim… Bir okyanusta boğulmak, bir dağa tırmanmak…
Bir uçurumdan kendini sonsuzluğa bırakmak… Seni sevmek bir kelime; bir okuyuşta binlerce anlamı varlığımda toplamak. Kaybolmak… Yanmak… Kül olmak… Ama mademki uzandı gözlerin ruhuma, ulaştı varlığın varlığıma öyleyse seni sevmek yazgım.
Ya ölüm boğacak şarkılarımı, ya susuşun mezarım olacak.
Kelime: Aşk. Aşk: Sen. Sen: Kalbim! Kalbim camdan; kırılıverirsin…
![]() |
